Not: Öncesinde ya da sonrasında lütfen şu yazıyı okuyun: Evrimsel Süreçte Adem’in Yaratılışı
Kur’an’a göre, Hayır. Kur’an’a göre ilk insanlar Dünya’da yaratıldı. Âdem hiç cennete girmedi. Âdem’in cennete gittiği ve oradan kovulduğu bir hurafe. Bakara 35:
Ve dedik ki: “Âdem! Sen ve eşin şu bahçeye yerleşin, orada canınızın istediği her şeyden serbestçe yeyin, şu ağaca da yaklaşayım demeyin, sonra zalimlerden olursunuz”.
Cennet: C ve N harflerinden meydana gelip aynı kökten meydana gelen cin, cinnet, cinn, cenin kelimeleri gibi örtülü, saklı, gizli demektir. Cin görülmeyen (ins; görünen, insan da bu kelimeden gelir) demektir, cenin de üstü örtülü ve görülmez. Cennet, dünyada bağ, bostan, bahçe anlamında kullanılır.
Ayette bahçe olarak geçen ibare neredeyse diğer tüm meallere cennet olarak geçmiş. Bakara 35’te Âdem ve eşinin yerleştirildiği bir cennetten bahseder. Ancak buradaki cennet dinin vaad ettiği cennet değildir.
Âdem ve eşinin aslında hiç cennete gitmediklerini evrim teorisinden 1000 yıl önce İslam bilginleri dile getirmişti. Peygamberimizin amcası İbn Abbas, Ubeyde b. Ka’b, Süfyan b. Uyeyne, Hanefilik mezhebinin lideri Ebu Hanife olmak üzere birçok İslam alimi bu ‘cennetin’ vahiy tarafından vaad edilen cennet değil, dünyadaki bir ‘bahçe’ olduğu görüşündedir. İmam maturidi bu cennetin dünyadaki bahçelerden bir bahçe olduğunu söyler.
Adem’in girdiği yerin vaad edilen cennet olmadığını aklederek de bulabiliriz. Örneğin Kur’an’a göre şu çıkarımlarda bulunabiliyoruz:
- Cennette yasak yoktur çünkü orası imtihan yeri değil, ödül yeridir (İnsan 22).
- Aynı şekilde cennette isyan ve günah yoktur (Vakia 25).
- İblis’in cennette ne işi var? Çünkü Allah kendisini makamından kovmuştu (Âraf 13).
- Kur’an’a göre cennet ebedilik yurdudur (Bakara 82), en azından cennete girenin oradan çıkarılmayacağını vaad etmiştir. (Hicr 48)
- “Bir de sınırsız çeşitlilikte limitsiz meyveler (32) ne bir kesintiye uğrar ne de yasaklanır (33)” (Vakıa 32-33) diyen ayet varken Âdeme yasak meyve olduğu söylendi.
- Kur’an’a göre İblis Âdem’i ölümsüzlük vaadiyle kandırdı (A’raf 20). Demek ki Adem ve eşi ölümün ne olduğuna şahit. Öyleyse ölümün yaşandığı bir yerdeler. (Bakara 82).
Şurada Allah, meleklere yeryüzünde yani dünyada bir halife atayacağını söylüyor:
Hani senin Rabbin melaikeye ‘Ben yeryüzünde bir halife atamaktayım’ dediği zaman da şöyle sormuşlardı: ‘Yeryüzünde fesat çıkarmakta ve kan dökmekte olan birini mi atayacaksın; üstelik biz seni övgü ile tesbih ve takdis edip dururken?’ (Allah) cevap verdi: ‘şu kesin ki, Ben sizin bilmediğiniz şeyleri de bilirim’. (Bakara 30)
Cennet kelimesi Kur’an’da, dünya bahçeleri için de kullanılır. Kuran’da, dünyadaki bahçeler için de “cennet” kelimesinin kullanımına üç ayet: Kalem 17, Kehf 32 ve İsra 91
“Şüphesiz şu (yukarıdakileri) sınamıştık, tıpkı malum bahçe (cenneti) sahiplerini sınadığımız gibi: Hani onlar, ertesi sabah kesinlikle hasat yapacaklarına dair sözleşmiştiler” (Kalem 17)
Burada bahçe için “cenneteyni” kelimesi kullanılır.
Onlara şu iki adam meselini örnek ver: Onlardan birine üzüm çubukları ekili iki bağ (cenneteyni) bağışlamıştık onların çevresini hurma ağaçlarıyla donatmış, bir de o ikisinin arasında ekin bahşetmiştik. (Kehf 32)
Bu ayette de üzüm bahçesi/bağından bahsederken “cenneteyni” kelimesi kullanılıyor. İkisi yeter sanırım. Sonuç; Adem ve eşinin kovuldu diye verildiği cennet kelimesi Kur’an’da bahçe anlamında da kullanılır.
Âdem’i Kandıran Adem’in Eşi miydi?
Kur’an’a göre Hayır. Tevrat, Âdem’i kandırıp yasak meyveyi yedirenin Âdem’in eşi olduğunu söyler:
Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi. (Tevrat 3:6)
Taha suresi ise şöyle der:
Hal böyleyken Şeytan onu vehimlere sürükleyerek ‘Ey Âdem!’ dedi, ‘sana sonsuzluk ağacını ve sonu gelmez bir saltanatın (yolunu) göstereyim mi?’ (120). Derken o ikisi ondan yediler. Bunun ardından kendi cinselliklerinin farkına vardılar ve başladılar bahçenin yapraklarından topladıklarıyla üzerlerini örtmeye: Sonuçta Âdem Rabbine karşı gelmiş ve huzurunu bozmuş oldu (121). Nihayet Rabbi onu seçip arındırdı. Dolayısıyla hem tövbesini kabul etti, hem de ona (sorumluluğunu ifa edecek) yolu göstererek.. (122) (Taha 120, 121, 122)
Ayetlerden görüldüğü gibi Âdemi saptıran eşi değildi. Taha 120. ayete göre ilk kandırılan Âdem’dir. Âdem’i kandıran eşi değil, şeytandır. Aynı çıkarımlar Bakara 36 ve A’raf 22’de de vardır. Taha 115’te “Âdemi kararlılık sahibi bulmadık” der. Aynı ifade eşi için kullanılmaz.
Adem’in çömlekten yaratıldığına dair mitolojik efsane ise dinimize yine Tevrat’tan geçti. O rivayeti buraya almaya gerek görmüyorum.
Âdem’in eşi Âdem’in kaburga kemiğinden mi yaratıldı?
Kur’an ile ilgisi olmayan bu saçmalığa gimeyeyim. Sadece Tevrat’tan şu bölümünü vermiş olayım ki yine Tevrat kaynaklı mitolojik bir hikaye olduğu bilinsin:
Sonra ‘Âdem’in yalnız kalması iyi değil’ dedi. ‘ona uygun bir yardımcı yaratacağım’” (Yaradılış, 2:18)
“Rab Tanrı Âdeme derin bir uyku verdi. Âdem uyurken, Rab Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı.(21) Âdem’den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaratarak onu Âdem’e getirdi.(22) Âdem ‘İşte bu benim kemiklerimden alınmış kemik, etimden alınmış ettir’ dedi. ‘Ona kadın denilecek, çünkü o adamdan alındı’ türemiştir (23)” (Yaradılış, 2:21,22,23)
Biz müslümanlar din /islam /müslümanlık adına biliyoruz dediğimiz her şeyi Yahudi kaynaklarından öğrendik. Kur’an bu açıdan da ilginç bir kitap. Ona inananların da inanmayanların da ortak özelliği kitabı okumamış olmaları. Böyle olmayacak yine de dilerim ki bizzat Allah’tan gelen kitabı merak edip okuruz. Selametle.
Bir yanıt yazın