Yabancı, Arap bir adamın öldürülmesinin ardından, toplumun gözünde bir yabancı haline gelen Meursault’un hikayesini anlatır. Meursault, Cezayir’de yaşamaktadır ve hayatı, bir duygu eksikliğiyle şekillenir. Annesinin ölümüne bile kayıtsız kalan, ona karşı duygusal bir bağlılık hissetmeyen Meursault, insan ilişkilerinden uzak, yüzeysel bir yaşam sürmektedir. Bir gün, sıcak bir günün ortasında, bir Arap’ı öldürür. Olayın ardında bir mantık aramaktan çok, anlık bir duygu hali ve dışsal etkenlerin etkisi vardır.
Meursault’un cinayetle suçlanıp yargılandığı mahkeme, onun suçunu anlamaktan çok, kişiliğini sorgular. Meursault, öldürdüğü adamla arasında bir nefret veya öfke duygusu bulunmadığını, sadece güneşin etkisiyle ve anlamsız bir şekilde olayı gerçekleştirdiğini söylese de toplumun gözünde duygusuzluğu, suçu kadar önemli bir etken olur.
Bugün annem öldü. Belki de dün, bilmiyorum.
Dünya, herkesin kendi çabalarıyla anlam kazandığı bir yer değil, sadece bir yer.
Bir yanıt yazın