Baştan rengimi belli edeyim: İnsanların hâlâ bu tür saçmalıklara inandığına inanamıyorum. İlluminati şu şekillerde tanımlanabiliyor: Dünyanın en güçlü ve etkili elitik gizli organizasyonu. İnsanlığın kaderini değiştirmek, dünyayı yönetmek ve yeni dünya düzeni getirmeye çalışan gizli örgüt. Uluslararası bankalarıyla, üst düzey yetkilileriyle, enerji ve medyayı kontrolü altına alan ve BM millletler, UNESCO gibi birlikleri yönettiği sanılan gizli örgüt vs..…
Eve döndüğünde “Onu sevdiğimi söylemek istiyorum.. Ama biliyorum ki söyleyemeden gözyaşlarım dökülecek.. Bu yüzden sessiz kaldım..” İsminin hakkını veren filmlerden. Hissedilecek çok, anlatılacak az şey var. Koreliler duygusal filmlerde çok başarılı, film dünyasının bu bölümü onların eline bırakılmalı. Çok naif ve oldukça samimiler.
Bizi yaralarsanız kanamaz mıyız? Bizi gıdıklarsanız gülmez miyiz? Bizi zehirlerseniz ölmez miyiz? ** Ve bize karşı yanlış davranırsanız, intikam almaz mıyız? Yahudiler eziyet gördü, katledildi ve bunu dünyaya anlatmak için harika filmler yaptılar! Başardılar. Şu an şiirin son satırındalar. Diğer taraftan, bugün başka yerlerde insanlar ölmeye devam ediyor! Dünün mazlumu idiler, bugünün zalimine dönüştüler.
Küçük bir çocukken annem güneşe bakmamamı istedi, 6 yaşıma geldiğimde baktım. Evrenin gizemi bir sayıya bağlanmış olabilir mi? Matamatik dehası Max bu gizemi çözmek ister. Max’in kendince 3 temel kuramı vardır: Matematik doğanın dilidir. Etrafımızdaki her şey sayılarla tanımlanabilir ve anlamlandırılabilir. Herhangi bir sistemdeki sayıları grafikle gösterirseniz şekiller ortaya çıkar. Bu nedenle doğada her yerde şekiller vardır.
Elimde tutunabileceğim sadece kelimeler kaldı. Her şey birbirine karıştı, küçük parçalara ayrıldı. Artık gündüz hayallerini, gece rüyalarını gerçeklerden ayıramıyorum. Filmde iki hikaye anlatılıyor. Gemisi batan, ailesini kaybeden Pi, yaşadıkları ile ilgili iki farklı hikaye anlatır. Kaplanlı ve kaplansız hikayelerde hangisinin gerçek olduğuna dair seçim, izleyicilere bırakılmış! Her şeyden önemlisi umudunu yitirme.
Ormanda yol ikiye ayrılıyordu ve ben az kullanılanı seçtim.. Edebiyat öğremeni John Keating, disipline çok değer verilen erkek okulunda öğretmenlik yapmaya başlar ve bir şeyler değişmeye başlar. Yeterince cesur iseniz ve özellikle kelimelere gereken değeri veriyorsanız izlemelisiniz, kelimelerin dünyayı değiştirdiğini fısıldayacaktır, film. Duyabilirsiniz.
Bu umutla kurtulduk. Ama görülen umut, umut değildir. Gördüğü şeyi kim umut eder? Oysa görmediğimize umut bağlarsak, sabırla bekleyebiliriz. (İncil, Bölüm: Romalılar, Ayet: 8:24-25) İşlemediği suçtan dolayı ömür boyu hapse mahkum edilen Andy Dufrense’ın hapis hayatı zorluklarla geçer. Diğer taraftan yaşanılan zorluklar tecrübe ve iyi bir dost kazandıracaktır. Hepsi bu kadar değil elbette. İzlenmeli..
İşveren: Chris, sen ne dersin, bir adam görüşmeye gömleksiz gelse ve onu işe alsam ne derdin? Chris: Herhalde pantolonun çok iyiydi derdim.. Zamanla her şeyini kaybeden fakat ailesine olan sorumluluğunu kaybetmeyen bir baba. Ardı arkası kesilmeyen talihsizliklerle dolu bir yaşam. Azim ve kararlılığın en üst noktaya ulaştığı mücadele dolu bir süreç. Ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın umut…
Niye bu kadar ciddisin? (Joker: why are you so serious?) Batman Üçlemesi, diğer Batman filmlerinden biraz farklı. Christopher Nolan, Batman’i günümüz dünyasına uyarladı. Batman, üstün güçleri olan bir süper kahraman olarak değil, mantık süzgecinden geçirilmiş herhangi biri, gibi. Seri, Batman Başlıyor (2005), Kara Şövalye (2008) ve Kara Şövalye Yükseliyor (2012) filmlerinden oluşuyor. Bir süper kahraman anlatısı olarak Batman,…
Sistemin daima yarış üzerine kurulu olduğu, herkesin en iyi olmaya çabaladığı bir okulda sistemi değiştirmeye çalışan bir öğrenci ve 2 arkadaşı. Hem dostluk üzerine hem de halihazırdaki eğitim sistemine ağır bir eleştiri. Bu filmin bir amacı var! Yeryüzündeki her birey izlemeli. Filmden bir replik: – Bir makine nedir? Neden gülüyorsun sen? + Mühendislik okumak benim çocukluk hayalimdi, efendim.…
