Hayır. Neden çelişsin ki!
Tanrının varlığı ya da yokluğu bilimin konusu değildir, inancın konusudur. Evrimin İslam ile çeliştiğini düşünen insan için iki şey söylenebilir: Ya evrimi bilmiyordur ya İslam’ı.
Kur’an, tarihsel olarak “kız çocuklarını diri diri gömen”, “kölelik sistemi” olan bir toplumun anlayabileceği türden simgelerle anlatılmış. Sonrasında (günümüzde) avama inen mecaz, hakikate dönüşmüş ve afyonlaşmış. Ortaya; ilk insanın Adem olduğunu iddia eden, ensest ilişkiyi başlarda zorunluluktan dolayı kabul eden Tanrılarını, sonradan şartlar olgunlaştığında yasakladığına inanan ve yine Tanrılarının her şeyi abrakadabralarla yaptığını zanneden insanlar çıkmış.
Hz. Adem ilk insan değildir. Aksine Adem ensest ilişkiden ve sapkınlıklardan arınarak düzenli bir yaşamı olan insan olarak bahsediliyor Kur’an’da. O yüzden ensest ilişki kurulmasına gerek yoktur. Adem, eşyayı soyutlayıp kavramsallaştırma yeteneğini kullandı, hukuk kuralları (şeriat) getirdi ve böylece uygar yaşamı başlattı. Kur’an’daki Adem budur ve Adem, insanlığı sembolize eder.
Konu ile ilgili olduğunu düşünüğüm birkaç ayet:
İnsan 1:
İnsanın üzerinden, o tarih sahnesine çıkıncaya (kadar), tüm zamanlar içinden upuzun bir süre geçmemiş miydi (ki), henüz o (bu süre zarfında) anılmaya değer bir varlık bile değildi?
Nuh 14:
Oysa O, sizleri aşama aşama yaratmıştır.
Nuh 17:
Allah sizi yerden bir bitki gibi bitirdi.
Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetname isimli eserinde (1703-1772, 29. Sayfa):
Önce madenler var olmuş ki, onların başlangıcı yapışkan çamurdur. Sonra taşa terakki etmiş, ondan; cevher, demir, bakır,gümüş, altın gibi madenler; la’l, yakut, zümrüt gibi cevherlerin mertebesine yükselmeler olmuş. Ta mercana varup andan bitkisel filizlenmeler başlamış. Sonra tohumsuz biten bitkiler, sonra tohumlu bitkiler, sonra ağaçlar, sonra hayvanlar oluşmuş. Bunların bir mertebeden diğerine geçmeleri nice yıllar sürmüş. Ta ki hayvanlarda da tekamül olmuş ve insana benzeyen nesnas ve maymun mertebesine ulaşmış hayvan. O mertebeden de yükselinip suret’i İnsan’a gelinmiştir. O insan ki, kemal mertebelerinin suret ve siretinde terakki edip, kamil insan mertebesine ulaşmış ve ilahi ahlakla dolmuş.
Başta da söylediğim gibi özellikle inanan insanlar, evrimin İslam’a aykırı olduklarını düşündükleri için evrime yani bence Allah’ın en büyük ayetlerinden birine düşman kesilmişler. Halbuki yine Kur’an’ın deyimiyle, evrenin yaratılışı, insanın yaratılışından çok daha büyük bir şeydir. Bu konuda ilk yapmamız gereken evrimin ne olduğunu çeşitli kaynaklardan incelemek (evrim maymundan geldik demez, dese ne olur, hiç anlamam böyle saçma şeyleri, primat akılcılığına gerek yoktur, maymun değiliz ama maymunluk yapıyoruz). Evrimi inceledikten sonra da Kur’an’ı bu bakış açısıyla tekrar okumak. İşinizi kolaylaştırmak için bu konuyu şurada ele aldım. İyi okumalar:

Erzurumlu ibrahim hakkı maymundan geldiğimizi savunuyor yazısında . Ayrıca madem tanrımız abrakadabra işler yapmıyor bigbang patlaması nasıl oldu. Ya da babasız doğan isa yı nasıl açıklıyorsun
Babasız İsa için buraya tıklayın. Tavsiye.
BigBang’i tetikleyen tüm olaylar sebep-sonuç ilişkisi içinde gerçekleşti (bu yüzden bilim). Bilim dünyası bu konuda hemfikir. Ayrıntılara girmeyeceğim, yeterince kaynak var bu konuda. (Ayrıca: Enbiya, 21/30)
“Gerçekten Allah katında İsa’nın durumu, Adem’in durumu gibidir” (Al-i İmran 3/59)
Adem ilk insan değildir, bu yüzden annesiz babasız değildir.
Öncelikle söylemlerinizde görünür olan şudur ki evrime inanıyorsunuz. Asgari bir birikiminizin olduğuna inanarak şunu söylemeliyim ki olgu ve teori aynı şeyler değildir. Kuran bil olgu ve kesinlik kitabıdır, teori ise süre gelen çalışmalardır. Charles darwin türlerin kökeni adında kitabıyla evrim teorisini öne sürmüştür. Calapravapus adasındaki izlenimleri bir hayal kırıklığıdır. Darwin ispinozların (ağaç kakanlar) gagalarındaki değişim üzerine zahiri bir düzlem sermiştir. Darwin türlerin kökeni adlı kitabında türlerin değişiminden bahseder,yani kedi ve köpeğin zamanında aynı olduğu sonra değiştiği,insanla maymunun aynı olduğu ve evrimleştiği ve daha bir sürü örnek… Eğer akademik temelli bir insansanız şunuda bilmesiniz, bir şeyin bilimsel olabilmesi için tekrarlanabilir ve sürekli olması gerekir. Oysa evrim aynı sonucu vermez. Sizlerden türlerin değişimine dair bir örnek istesem biliyorum ki verebileceğiniz tek bir örnek yok, çünkü böyle bişey yok. Eğer biraz daha biliyorsanız bana lenskinin bakteri deneğini örnek verebilirsiniz. Bende derim ki iyide bakteriler yine bakteri. Yada yada ispinozların doğal seleksiyonunu, iyide ispinozlar yine ispinoz. Yada dikenli balık örneğini, iyide yine balık. Yani darvinin bahsi gibi türlerin değişimi yoktur. Belki dna değişimleri ve ortaklığınıda sorabilirsiniz. Yani biz ile şempazelerde olduğu gibi, bende derim ki bu konuda en iyi araştırmacı, molüküler biyoloji uzmanı hensis greg e göre en büyük yanılgı dna akrabalığından pay çıkarmaktır. Diyelim ki evrim vardı ve günümüz koşulları için devenim geçirip bugüne geldi,diyelim ki evrimin sürekliliği yok, iyide evrimin neden herhangi bir arkeolojik ve fosilsel kanıtı yok. 60 milyon yıl öncesindeki canlılığı biliyoruz ve ordan süre gelen canlılarıda, iyide neden evrimleşirken ölen herhangi bir arkeolojik bir olgu yok. Örneğin insanın bikaç türü olduğu bilinir. İlk buz devrindeki australopithecuslar,ikinci evredeki cro-magnanlar,üçüncü ve son olarak ilkel insanlar. Bilim ve tarih bunlara dair kalıntılar bulmuştur anca evrimsel hiçbir niteliğe raslanmamıştır. Peki evrimin hiç mi doğru tarafı yok? Elbetteki var, örneğin herşeyin sudan yaratıldığı. İyide al imran ve enbiya süresinde bunlar var. Yani uzatmadan hocam olgu ve teori kavramlarını iyi benimsememiz lazım,bilimin sürekliliği ve tekrarlanabilirliğini unutmamak lazım. Darwin, thomas,adında ki bir arkadaşına yazdığı mektupta teorisinin büyük yanlışlıkları olduğunu ve vazgeçmek istediğini yazmıştır. Ve son olarak kuran öyle bir hakikat eşiğidir ki nasıl anlamak isterseniz,nasıl pay çıkarmak isterseniz onu çıkarabilirsiniz. Teşekkürler.
Yorumunuz için teşekkür ederim yalnız Darwinimsi evrim modelini benimsediğimi hiç söylemedim. Maymunlardan geldiğimizi hiç söylemedim. Elbette eksikleri yanlışları çok fazla, muhtemelen ve büyük olasılıkla açıklanılamayan her kör noktada bir seyler uydurmuştur Darwin ve onun gibiler.
Türlerin değişimi gibi bir şeye de inandığımı söylemedim (sizin anladığınız şekliyle tabii, örneğin maymun insana dönüşmez, asla. Evrim bu değildir). Görülen o ki yorumunuzu incelemeye kalksam her satırı için bunu demedim, buna inanmıyorum diyeceğim.
Kur’an meselesine gelince, Kur’an’a inanıyorum. Zor ama şunu söylemek isterim. Sizi haklı çıkaran söylemlerin arkasından gitmeyin, her şey sebep ve sonuç ilişkisi içersinde yürüyor. Kur’an, beni sebepleri araştırmam konusunda teşvik ederken siz kapıyı kapatıyorsunuz. Neyse.