Bu yazıda, “Tanrı’yı kim yarattı?” sorusunun geçersizliğini ortaya koymaya çalışacağım. Bu soru, kendi içinde bir mantık hatası taşır. Öncelikle, “Tanrı varsa onu kim yarattı?” sorusunu gündeme getiren bir ateist, aslında bir başka temel soruya yanıt bulmak zorundadır: Hangi Tanrı? Bu soruya anlamlı bir yanıt verebilmek için öncelikle Tanrı kavramını doğru anlamamız gerekir. Müslümanların inandığı Allah, Hristiyanların ya da…
Ben senden değerliyim, benim göbeğim var senin yok falan filan 🙂 İnsanların seçme şansı olmadıkları konularla övünmesini her zaman tuhaf karşıladım. 200.000 yıllık (muhtemelen daha fazla) bir insanlık geçmişimiz var. Medeniyetler kurduk ve daha neler kuracağız. Tuhaf ki 200.000 yıllık geçmişimizden bu yana kölelikten henüz kurtulabildik. Tam değil. Tamamen kurtulmak için birkaç asır daha geçmesi gerekiyor. Milliyetçilikten de…
Çocuklar sıklıkla gerçekte var olmayan şeyleri uydurmaktan çekinmez. Kendi hayal güçleri mi, akranlarının yaptıkları ya da anne babasının söylediklerini tekrar etmek mi bilmiyorum. Çocukların her zaman yalan söylediği varsayılmıştır. Ve ne yazık ki, çok sık yalan söylüyorlar. 40 yaşındaki Lucas, eşinden ve işinden ayrılmış, çocuğuyla iletişim kurması engellenmiş kendi halinde bir adamdır. Yeniden yaşama tutunmaya çalışırken -virüs gibi…
Doğruyu yanlışı nasıl biliyorsun? Doğruyu ve yanlışı evrendeki her varlık bilir.. İki ihtimalli filmlerden. Prot ya uzak bir gezegenden olduğunu iddia eden bir akıl hastasıdır. Ya da Lyra takım yıldızından -yaklaşık bin ışık yılı uzaklıkta-, ‘K-Pax’ adlı gezegenden gelen bir uzaylıdır.. Bence kesinlikle… 🙂
Derler ki, bedenimizdeki her atom eskiden bir yıldızın parçasıydı. Belki de ayrılmıyorum; belki de eve gidiyorum.. Bilimsel olarak kusursuz insanların yaratıldığı bir gelecekte, Vincent doğal üremenin bir ürünüdür ve genetik olarak 30 yaşında öleceği tahmin edilmektedir. Özel görevler için yetiştirilen yeni süper insan ırkı yüzünden, normal yollardan dünyaya gelmiş insanlar ikinci plana itilmektedir. Kaderine meydan okuyan Vincent, Jerome…
+Kaderimizde görüşmek olsaydı, sanırım bir yerlerde karşılaşırdık.. -Kader sevdiğin insan için tesadüflerden bir köprü inşa etmektir.. Şımarık kız (Jeon Ji-Hyun), acemi öğrenci (Cha Tae-Hyun) arasında geçen eğlenceli aşk hikayesi. Sadece aşk hikayesi değil elbette. 2001 Kore yapımı film, izlenmeli (Hollywood versiyonu da çekildi).
Tanrı, bu küçük adam aracılığıyla tüm dünyaya şarkı söylüyordu. Durdurulamaz. Geçen her ölçü hezimetimi daha da arttırıyordu. (Salieri) Tekrar izlendiğinde bile nefes kesen filmler vardır. Bu film onlardan biri. Mükemmel müzikler, harika gülüşler. Salieri Mozart’ı, müziğini, sahip olduğu ünü ve Mozart’ın içindeki Tanrı’nın sözünü kesmek ister. Savaşı Mozart ile değil Tanrı iledir.
Baştan rengimi belli edeyim: İnsanların hâlâ bu tür saçmalıklara inandığına inanamıyorum. İlluminati şu şekillerde tanımlanabiliyor: Dünyanın en güçlü ve etkili elitik gizli organizasyonu. İnsanlığın kaderini değiştirmek, dünyayı yönetmek ve yeni dünya düzeni getirmeye çalışan gizli örgüt. Uluslararası bankalarıyla, üst düzey yetkilileriyle, enerji ve medyayı kontrolü altına alan ve BM millletler, UNESCO gibi birlikleri yönettiği sanılan gizli örgüt vs..…
Eve döndüğünde “Onu sevdiğimi söylemek istiyorum.. Ama biliyorum ki söyleyemeden gözyaşlarım dökülecek.. Bu yüzden sessiz kaldım..” İsminin hakkını veren filmlerden. Hissedilecek çok, anlatılacak az şey var. Koreliler duygusal filmlerde çok başarılı, film dünyasının bu bölümü onların eline bırakılmalı. Çok naif ve oldukça samimiler.
Bizi yaralarsanız kanamaz mıyız? Bizi gıdıklarsanız gülmez miyiz? Bizi zehirlerseniz ölmez miyiz? ** Ve bize karşı yanlış davranırsanız, intikam almaz mıyız? Yahudiler eziyet gördü, katledildi ve bunu dünyaya anlatmak için harika filmler yaptılar! Başardılar. Şu an şiirin son satırındalar. Diğer taraftan, bugün başka yerlerde insanlar ölmeye devam ediyor! Dünün mazlumu idiler, bugünün zalimine dönüştüler.
