Hangi konuda ASLA yanılmadığınızı düşünüyorsunuz? Ben kabul ediyorum. Her konuda yanılmış olabilirim. Yeter ki daha iyisini sunun. Kur’an’ın şu sözü çok hoşuma gider: “Onlar her sözü dinler, en iyisine uyarlar.” Her sözü dinlemeye hazırım. Kabul etmek içinse şunu söylüyorum: “..Eğer doğru söyleyenler iseniz, delilinizi getirin.” (Bakara 111).
Fikirlerinizin doğruluğuna olan sarsılmaz inancınız nereden geliyor? Aileden? Devlet büyüklerinden? Fikri önderinizden? En son ne zaman bir fikir ürettiniz ya da var olan bir fikir üzerine düşündünüz? Ya da düşündünüz mü hiç? Akşama ne yiyeceğiniz ya da bilmem neyin kaçıncı taksitini ödemek dışında düşündüğünüz oluyor mu? Herhangi bir konuya çevrenizden farklı baktığınız oldu mu? Herkes AKPliyken sizin CHPli olmanızdan bahsetmiyorum elbette. Bir grubun tüm üyeleri haklı olamaz. Gerçek olan şu ki her ayrı grubun çoğunluğu yanılıyor çünkü düşünme melekeleri insanların çoğu için bir anlam ifade etmiyor. Bitkisel bir yaşam sürüyorlar.
***
Sokrates, diğerlerinin inandığı tanrılara inanmadığı ve gençlerin kafasını karıştırmakla suçlandığı için zehirlenerek öldürüldü.
Giordano Bruno, evrende Dünya dışında gezegenlerin de bulunduğunu ve Dünya’nın sıradan bir gezegen olduğunu söylediği için dönemin otoritelerince uzun süren işkencelerle yargılandı ve sonunda yakılarak idam edildi.
Galileo Galilei, Dünya’nın döndüğünü söylediği için idama mahkûm edildi.
Hypatia, Antik dünyanın son büyük İskenderiyeli filozof ve bilim insanı Hypatia, Hristiyanlığın yükselişi sırasında, dinî ve siyasi çekişmelerden dolayı dini kargaşaların ortasında öldürüldü..
Yığınların yanılgısı… Tarih, bunların sayısız örneğiyle dolu. Zaman, bugün bize öldürülenlerin , o gün diri kalanlardan haklı olduğunu gösterdi. Fakat yanılıyor olsalar bile farklı düşünen herkesi yok etme düşüncesi kaynağını hangi uydurulmuş dinden alır? Düşünün, bugün inandıkları peygamber dönse dese ki “ne yapıyorsunuz, ben zaten bunlarla mücadele etmek için gönderilmiştim”, toplum onu yalancılıkla suçlayarak diri diri gömecektir. Bundan hiç şüphe duymuyorum. Hatta belki de artık peygamber gelmeme sebeplerinden biridir bu (asıl sebebi, o görevin artık başka şekilde yapılıyor olması diye düşünüyorum). Akla dayanmayan bir inancı terk etmek kolay mı sandınız? Derdi hakikat olmayan bir kalabalık, kendi putlarına dokunulmasına asla müsaade etmez. İnsanları diri diri gömer ve sonra hepsini aziz ilan eder.
***
Bir fikir bir insanın hoşuna gitmediği takdirde onu yalanlaması ya da tersine kanıtlar bulması zor değildir. Artık istediğimiz her şeye – inancımıza ve bilgimize ters düşmeyecek şekilde – kanıtlar bulabiliyoruz. Yeter ki bizi desteklesin! Çünkü bilmek istemiyoruz, kendi fikirlerimizin avcısıyız. Bizim gibi düşünen, bizim gibi söyleyen her fikre açığız! Hakikat de neymiş? Bizim gibi söylemeyen herkes yanılıyor!
Peki ama neden? En önemli sebebi düşünmüyor oluşumuz. Kendimize ait fikirlerimiz yok. Zihnimizi, içinde bulunduğu toplumdan özgürleştiremedik. Kendimizi bir toplumun içinde bulduk ve toplumun bize sunduğu her şeyi kabul ettik, sahiplendik, savunduk. En kötüsü de sahip olduğumuz her şeyi kendi seçimimiz sandık. Belki de gerçeği fark ettik ama yanlışlarla hesaplaşmak zorunda kalmamak için devam ettik toplumun dinine. Belki de toplumumuzun saygısını kaybedecektik. Alışkanlıklarımızdan vazgeçememe başka bir sebep. Çoğunluk bizim gibi düşünüyordur ve bu kadar insanın yanılması mümkün değildir belki de? Her ne sebeple olursa olsun vazgeçtiğimiz şey özgürlüğümüz. Özgürlüğümüzden vazgeçmenin bedeli insanlığımızı kaybetmektir. Biri farklı bir şey söyledi diye onu öldürmek mi gerekir? Farklı söylememiş olsun, yalan konuşmuş olsun. Bu onu öldürmemizi haklı mı çıkarır? Dünyanın hiçbir hakikati bir masuma kıyımı haklı çıkaramaz.
Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak. (İncil)
”Ne zaman onlara: “Allah’ın indirdiklerine uyun” denilse, onlar: “Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız” derler. (Peki) Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler?” (Bakara 170)
Ne hikmetse ayeti okuyanlar atalarının dininden kastın; kendi gelenekleri, kendi babaları, kendi çevreleri olduğunu çıkaramıyor. Doğrusu bunun üzerine de hiç kafa yormadılar.
Şunu kabul edelim: Çoğunluk her zaman yanılacak. Yanılan her çağda çoğunlukta olacak. En çok yanılan, fikirlerinin en ateşli savunucusu olacak ve yığınları peşinden sürükleyecek. Çoğunluk duymayacak, durmayacak fakat hakikat de hiç susmayacak, hakikati haykıracak bir azınlık her zaman olacak. Hiçbir şey yapamıyorsak insanların fikirlerini çekinmeden ifade edebilmeleri gerektiğini söyleyelim. Yoksa ateşe odun götürmek daha mı cazip?
Ne gördüğüm hakikati gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım. Aydınlık ve karanlık arasındaki, bilim ve cehalet arasındaki savaşa her yerde katıldım. Bundan dolayı her yerde zorlukla karşılaştım ve cehaletin babaları olan resmi akademisyenlerin yanı sıra kalın kafalı çoğunluğun öfkesinde hedef olarak yaşadım. (Bruno)
Her şeye yeni baştan başlayalım, kanıtlandığını zannettiğimiz her şeyden şüphe ederek.
Bir yanıt yazın